Hepinize merhaba ben Defne. Bugün sizlere #HangiTarihHangiBuluş isimli serimizin ilk buluşu olan telefonun buluşundan bahsedeceğim. Şimdiki zamanda elimizden düşmeyen telefonun buluşu nasıl olmuş hep birlikte göreceğiz. İlk telefon ev telefonuydu ve taşınamıyordu. Sora tuşlu telefon icat edildi ve daha sonra dokunmatik telefon icat edildi. Şimdi ise milyonlarca kamerası olan ve bu kadar kamerasının sadece usta fotoğrafçıların işine yarayan, çok pahalı olan ve sürekli yenisi çıkan saçma telefonlar var. İlk telefon ne zaman ve kim tarafından icat edildi?
Telefon ilk olarak 1871 yılında Floransalı Guiseppe Meucci tarafından icat edilmiştir. Ama nasıl olur bu? Alexander Graham Bell telefonu icat etmemiş miydi? Aslında ilk 1871'de Guiseppe Meucci icat etmiştir ama patent haklarını kaybettiği için (patent olmazsa senin icadının bir önemi olmaz) 1876'da Alexander Graham Bell icat etmiştir ve telefonla ilk görüşmeyi yapan kişidir. Bunun ayrıntılarını sizinle paylaşmak istiyorum. 7 Mart 1876 Alexander Graham Bell, uzun süredir üzerinde çalıştığı telefonun patentini almıştır. 10 Mart 1876 Yardımcısı Thomas Watson’la birlikte Graham Bell, ilk başarılı telefon görüşmesini gerçekleştirmiştir. Aslında yapılmış olan bu keşif tamamen tesadüf eseri oluşmuştur. Bay Watson tesadüfen teller ile uğraşırken sesler için iyi bir iletişim aracı olduğunu keşfetti. Daha sonra çalışmalarına devam etti. Alexander Graham Bell defalarca deneme yaptı. Her denemesi başarısızlıkla sonuçlansa da asla deneylerinden vazgeçmemiştir. Peki ilk cep telefonu ne zaman ve kim tarafından icat edilmiştir?
Elbette ki günümüzde kullanılan cep telefonlarından oldukça farklı ve ağır bir model olarak üretilmiştir. İlk cep telefonu ise 1973 yılında Motorola firması tarafından geliştirilmiştir. Modelin ismi ise Dyna- Tac olarak bilinirken, yaklaşık olarak 40 yıl önce ilk telefon üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu telefonun özellikleri;
* Boyut: 28x8x6 cm
* Ağırlık: 850 gram
* Ekran: Yok
* Devre sayısı: 30
* Konuşma süresi: 35 dakika
* Şarj süresi: 10 saat
* Fonksiyonları;
* Konuşma,
* Dinleme,
* Tuşlu arama vardır.
Özellikleri arasında aslında kullanıcılarına oldukça zorlu anlar yaşatan ağırlığı var. Günümüzdeki telefonlar bunlara hiç benzemiyor. Her ne kadar konuşma süresi 35 dakika olsa bile, o zamanlar için harika bir süreydi.
Tarihte ilk telefonu bir değil birkaç kişi bulmuştur ve o kişiler;
- Martin Cooper
- Eric Tigerstedt
- W.Rae Young
- Donald Cox'dur.
Bazı kaynaklarda ise şu şekilde yazmaktadır:
Cep telefonunun mucidi Amerikalı John Francis Mitchell ve Martin Cooper'dır. Motorola şirketinde mühendis olarak çalışırken 1973'te ilk cep telefonunu geliştiren Martin Cooper, "İlk cep telefonları bir kilodan ağırdı, bataryası 20 dakikadan fazla dayanmıyordu, ancak bu telefonların uzun süre elde tutulmaması açısından iyiydi" demiştir.
Çoğu kaynakta Martin Cooper'ın bulduğu yazmaktadır. Hatta Cooper'ın hayali cep telefonlarıydı. Her ne kadar ilk tasarım ve üretimi gerçekleştirilmiş olan cep telefonu ağırlığı 1 kg’ a yakın bir değere sahip olsa da, Martin Cooper’ın hayallerinde, kulak arkasına sığabilecek bir cep telefonu üretmek vardı. Hatta bunun yanı sıra, telefon çaldığında da sesli bir mesaj vermek yerine, kulağında oluşturduğu titreşim ile bilgilendirme yapması düşüncesi de hayalleri arasındaydı.
Telefon her ne kadar güzel ve faydalı bir icat olsa da her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi telefonun fazlası da zarardır. Cep telefonlarından tamamen uzak durmak ne kadar mümkün görünmese de basit yöntemlerle korunmak mümkün.
İş makinası ve taşıt kullanırken cep telefonu kullanımından kaçınılmalı, yüksek ses ayarında ve uzun süre kullanılmamalı, çok gerekli olmadıkça hamile bayanlar ve çocuklar tarafından kullanılmamalıdır.
Selçuk Üniversitesi'ndeki bir araştırmanın sonuçlarına göre, kulaklık ve mikrofon seti kullananların yaklaşık yüzde 80'inde, cep telefonundan kaynaklanan sorunların görülmediği ortaya çıkmıştır. Bir diğer sonuca göre ise telefondan tam sinyal alınamıyorsa, cihaz daha fazla elektromanyetik dalga yayacağı için konuşmanın kısa tutulması tavsiye edilmektedir. O kadar telefondan bahsetmişken bir konuya daha değinmek istiyorum. Ebeveynler küçük çocuklara susması veya oyalanması için telefon veriyor. İşte bu durum çok hassas ve önemli bir durumdur. Çocukların susması veya oyalanması için telefon vermemeliyiz. Ebeveynlerin çoğu çocuklara hatta bebeklere dijital emzik niyetine telefon veriyor. Çocuk buna alıştığı zaman telefon olmadan yapamıyor ve bu yüzden ağlıyor. Çocuk büyüdüğünde ise telefon bağımlısı olarak hayatına devam ediyor. Çocukların telefon bağımlısı olmasının bir başka sebebi de aile içi iletişimsizliktir. Aile içinde kimse birbiriyle iletişim kurmazsa yani sohbet edip, vakit geçirmediğinde çocuklar telefonlarıyla iletişim kurup, vakit geçiriyor. Çocuklar konuşacak , vakit geçirecek yeni bir arkadaş buluyor ve bu arkadaşını da kaybetmeye hiç niyeti yok. Aile içinde birbiriyle sohbet edip vakit geçirmemek için bahaneleri olan bazı insanlar da var. Her zamanki gibi işten gelen insan ben işten geldim diyerek çocukla vakit geçirmemeyi tercih ediyor. Anne ise ev hanımı ise evin bütün işlerini yaptığı için hayliyle yorgun oluyor ama buna rağmen çocuğuyla oyun oynamayı ihmal etmiyor. Bunu da göz önünde bulundurmak gerek. Erkek diye her gün işe gidiyor diye ev işi yapmayacak ve çocuğuyla ilgilenmeyecek diye bir kural yoktur. Dediğim gibi çocuklara telefonu oyuncak diye vermeyin. Elbette bir şeyler izleyip yeni şeyler öğrenecek ama bu sürekli olamaz. Televizyondan çizgi film izlesin, Youtube Kids'ten eğitici video izleyip yeni şeyler öğrensin. Bu telefon bağımlılığı konusunda Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Gerek, uzun süreli cep telefonu kullanımının erişkinlere göre çocukların sağlığını daha çok etkilediğini belirterek, "12 yaşından küçük çocuklara cep telefonu, tablet gibi cihazları vermemek lazım. Aileler, susturmak veya oyalamak amacıyla çocuklarına cep telefonu vererek aslında onlara büyük zarar veriyor." dedi. Evet bir yazının daha sonuna geldik. Siz de yorumlara bir dahaki yazımda hangi buluşun gelmesini istediğinizi yazabilirsiniz. Bir dahaki yazımda bir dahaki buluşta görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, hoşça kalın :)
KAYNAKÇA:
Comments